16 Ocak 2012 Pazartesi

Aliağa Kalıntıları / İZMİR / AİOLİS / Aliağa

Aliağa’nın Yeri: Günümüzde İzmir iline bağlı olan bir ilçe konumundadır. Eski kaynaklarda Aliağa Çiftliği olarak geçen bu yer 19. Yüzyıl sanayi gelişimi ile birlikte yoğun yerleşim görmüş ve 1982 yılında ilçe olmuştur.

Aliağa Adı: Aliağa Çiftliği olarak tarihi belgelerde yer alan Ali Ağa’nın kim olduğu konusunda kesin bir bilgi elimizde yoktur. Bölgeyi fetheden Saruhan Bey’in Ali Bey adında bir kardeşi olduğu bilinmektedir.     

Aliağa Kısa Tarihçesi: Aliağa bölgeyi Saruhanlıların fethettiği dönemde bile varlığını bir çiftlik olarak sürdürmüştür. Saruhanlılar denize açık olan Aliağa yerine 7km içeride bulunan Güzelhisar’ı kaza olarak seçmişlerdir.
1867 tarihinde bir emir ile Aliağa Çitliğinin yanında Pazar kurulmasına müsaade edilmektedir. Demek ki o yıllarda küçük de olsa köy olacak mertebeye gelmiştir Aliağa. 1890 yılında ise Aydın Vilayeti Salnamesi’nde Menemen Kazası’na bağlı bir köy olarak adı resmi olarak geçmektedir. 19.yüzyılda Aliağa’yı ellerinde bulunduran Baltacızadeler (Baltazzi Ailesi) ile bölgeye yerleşmeye çalışan Rumlar arasında toprak yüzünden sürekli çatışmalar çıkmaktadır.
1899 yılında yayınlanan Ahenk Gazetesi Aliağa Çiftliğini elinde bulunduran Baltacıların burada bulunan iskelenin hakimiydiler. Gemilerden iskele vergisi adıyla iyi para kazanıyorlardı. Gazete bu paranın devlet tarafından alınıp, kamu yararına kullanılmasını belirtmekteydi.
1924 yılı mübadelesinde muhacirlerin yerleştirildiği çiftlik büyümüş ve 1927-1928 yılı İzmir Vilayeti Salnamesi’nde Nahiye olarak görülmektedir.
1951-1952 yıllarında Aliağa Çiftliğinin nüfusu Bulgaristan ve Yugaslavya’dan gelen yeni muhacir göçü ile artar ve yeni mahalleler kurulur. Artık Aliağa bir belediyedir. 1982 yılında ise ilçe olur ve İzmir’e bağlanır.          
Bergama Müzesi Aliağa Buluntusu  
Bergama Müzesi Aliağa Buluntusu
Bergama Müzesi Aliağa Buluntusu
Bergama Müzesi Aliağa Buluntusu
Aliağa Kazı ve Araştırma Sonuçları: Aliağa 15 km batısında deniz kıyısındaki bir mağarada deniz ılıcası bulunmaktadır. Kayalar antik çağlarda insanlar tarafından iyice oyularak, ılıcanın doğal bir hamam olmasını sağlamışlardır.
Sayın Hasan Malay “Kyme’de Bulunan Üç Yeni Dekret” başlıklı yazısında 3. Dekret hakkında şu değerlendirmeyi yapmaktadır: Arkhippe’nin şehre bağışladığı tarlaların Akhaia (Khoros Akhaios) bölgesinde olduğunu yazmaktadır. Strabon ve Skylax genelikle Myrina ve Gryneion arasına lokalize edilen bir Akhaia Limanından söz ederler. Bu limanın 3. Dekrette söz edilen Akhaia bölgesi olması muhtemeldir ve hatta Aliağa’nın adının buradan gelmiş olduğu düşünülebilir.
Aliağa’da Roma Dönemi eserleri ele geçmiştir. Hadrianus dönemi tavus kuşu formunda bir masa ayağı İzmir Arkeoloji Müzesindedir. Yine Roma Dönemine ait bir aslan heykeli Bergama Müzesindedir.
Yine arkeolog Ayla Ünlü ve müze araştırmacısı Müge Özsaygı tarafından kazısı gerçekleştirilen “Aliağa Gümrük Binası Sondaj Kazısı” 2005 yılında yapılmıştır. 11.900 m2 lik kamu arazisinde 52 adet sondaj açılmıştır. Çakmaklı Köyü Kendirci Mevkii’nde yapılan kazılarda 2 adedi kapaklı taş lahit, 2 adedi sanduka tipinde olmak üzere 4 adet mezar bulunmuştur. Bu mezarlardan başka bir mezarın olmaması, buranın bir aile mezarlığı olduğunu düşündürmektedir.
Sondajlarda mezarda bulunan eserlere göre buluntular Geç Klasik-Erken Helenistik Döneme ait olduğu gözlenmiştir.
Sanat tarihçisi Zuhal Küçükgüney ve arkeolog Pınar Tunç Altun tarafından Kyme’nin güneydoğusunda kalan İDÇ Limanında 2007 yılında kurtarma kazıları yapılmıştır. 613 ve 68 nolu parselde yapılan sondajlarda çok sayıda mezar ve mezar buluntusu ele geçmiştir. Sondaj şeklinde açmalar yapılırken, bu açmalarda bol miktarda mezara rastlanınca (48 adet mezar), açmalar birleştirilerek kazıya devam edilmiştir. Mezar tiplerinin çok değişik şekillerde olduğu görülmüştür. Bazı bölümlerde mezarların üst üste bindiği görülmüştür.
Ele geçen buluntuların MÖ.700 ile MÖ.300’lü yıllara göre tarihlenmesinden dolayı bu nekropolis alanının Kyme’nin bir mezarlık alanı olduğu düşünülmektedir. Elde edilen veriler bölgedeki ölü gömme biçimlerinin nasıl değişiklik göstermesi açısından ilgi çekicidir.     
   
Kaynakça: Prof. Dr. Ersin Doğer – İlk İskanlardan Yunan İşgaline Kadar Menemen ya da Tarhaniyat Tarihi – Sergi Yayınevi -1998 / 2006 Yılı İzmir İl Çevre Durum Raporu / Hasan Malay -1. Araştırma Sonuçları Toplantısı -1983 / Prof.Dr. Mükerrem Usman Anadolu -5. Araştırma Sonuçları Toplantısı Cilt1-1987 / 15. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempezyumu -2006 / 17. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempezyumu -2008 / http://www.aliaga.meb.gov.tr

Taylan Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder