1 Aralık 2021 Çarşamba

Taylıeli Köyü Arkeolojik Değerleri / MYSİA / BALIKESİR / Burhaniye / Taylıeli Köyü

Taylıeli Köyü: Balıkesir İli, Burhaniye İlçesi merkezinin 7 km güneyinde kalmaktadır. 75 m rakımlı Taylıeli Köyüne İzmir-Çanakkale Karayolu üzerinden varılmaktadır.  

 

Taylıeli Bakiyeleri

Taylıeli Bakiyeleri

Taylıeli Bakiyeleri

Taylıeli Bakiyeleri

i. Taylıeli Köyü Bakiyeleri

Köyün merkezinde değişik noktalarda toplanmış mimari parçalar dikkati çekmektedir. Şahindere Köyü yolu üzerindeki eski mezarlık[1] alanında da birçok antik malzeme de ayrıca dikkati çekmektedir.

Taylıeli Köyü merkezindeki mimari parçaları Dr. Aslı Saka doktora tezinde detaylı olarak incelemiştir. Aslı Hanım bu mimari parçaları Genç Antik Çağ’a tarihlemektedir. Kısaca değerlendirmeleri şöyledir.   

“Mimari plastik parçaların nereden ve nasıl toplandıkları bilinmemektedir. Mimari plastik unsurlar, üzerinde boncuk ve makara bezemesi olan İon tipi başlıklar, mermer levha parçalarından oluşmaktadır. Mimari unsurlar köy meydanında yer alan parkın içerisindeki Atatürk heykelinin önüne gelişi güzel konmuştur.  Bu alanda İon tipi başlık ve Attik tip kaide, mermer sütun başlığıdır.

Pelitköy ve civarında yoğunlaşmaya başlayan Bizans Dönemi mimari plastik unsurlarının yaklaşık 3 km. kuzeyinde yer alan Taylıeli’ne kadar yayıldığı düşünülebilir. Köy merkezlerinde teşhir edilen mimari plastik unsurların aynı yapıdan geldiklerini söylemek zordur. Fakat Pelitköy ve ona bağlı olan Taylıeli’nin Geç Antik Çağ’da aktif biçimde kullanılan bölgeler arasında olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Pelitköy ve yayılım alanı dışında bölgede Bizans Dönemi’ne tarihlenen buluntuların en yoğun tespit edildiği ilçe ise Gömeç’tir.”[2]

Aslı Saka Hanımın tespitlerinin haricinde köy meydanındaki belediye tesislerinin yanında toplanmış mimari parçalar da bizim dikkatimizi çekmiştir. İşlik olarak kullanılan işlenmiş kayalar, Bizans dönemi gri ve beyaz mermer sütunlar, granit sütunlar bu noktada gözlemledik. Yine köy içinde birkaç noktada granit sütunları tespit ettik.     

Taylıeli'nden İskele'ye bakış
Taylıeli Bakiyeleri

Taylıeli Bakiyeleri

Taylıeli Bakiyeleri

Taylıeli Bakiyeleri

ii. Taylıeli Bahçearası Mevki

Tapu Kadastro Kayıtlarında Bahçearası olarak isimlendirilen kayalık mevkii zeytinlik vasfındadır. Şahindere Köyü yolunda, Taylıeli Açıkhava Tiyatrosunu 300 m geçtikten sonra yolun solundaki kayalık alan Duvanlı Kaya olarak isimlendirilmiştir. Bu alanla ilgili olarak bilgileri ise 2002 yılında bölgede yüzey araştırmaları gerçekleştiren Prof. Dr. Engin Beksaç tarafından kısaca şöyle tanımlanmaktadır.      

“Kaya anıtı olma niteliğini taşıyan bir başka örnek de Taylıeli Köyü'nden Şahinler'e doğru giden yol üzerinde, Taylıeli'nden çıktıktan sonra sol tarafta yer alan Duvanlı Kaya' dır. Genel özellikleri itibariyle yolun her iki tarafına da yayılan kayalık alanın tümünü kapsayan geniş bir alan oluşturduğu fark edilen kompleksin ilk bakışta doğal olduğu izlenimini veren görüntüsü, dikkatli bir incelemeyle insan eliyle yapılmış olması muhtemel bazı düzenlemeleri ortaya koymaktadır. Şu anda iki grup olarak yol tarafından ayrılan kompleksin sağ tarafta orman sahası içinde kalan ve bir gazino yapmak için bozulmuş bulunan kesimi ardına gelen oldukça dik yamaçlarda pithos ve değişik keramik kalıntılarının varlığı dikkat çekicidir. Bu kaya blokunun güneydoğu tarafında bir oyuk, yoğun çalılıkların ardında fark edilmektedir. Fakat en ilgi çekici oluşum, batı yönünde tam karşıya gelen yüksek tepeye doğru bakan cephede yer alan bir niş ve altarı anımsatan düzenlemelerle birlikte kaya üzerinde oluşturulmuş düzenlemelerde kendisini göstermektedir.”[3]

Bahçearası Mevkii Duvanlı Tepe

Bahçearası Mevkii Duvanlı Tepe

Bahçearası Mevkii Duvanlı Tepe

iii. Taylıeli Su Kemeri

Taylıeli Köyü ve çevresindeki son tespitler, Adramytteion Antik Kenti kazı başkanı Doç. Dr. H. Murat Özgen ve ekibi tarafından gerçekleştirilen yüzey araştırmalarıyla yapılmıştır. Ekibin tespit etmiş olduğu su kemeri hakkındaki bilgiler şu şekildedir.  

“Burhaniye İlçesi Taylıeli Mahallesi, Karşıyaka Mevkii Halitin Tepe olarak adlandırılan alanda bulunan su kemeridir. Burhaniye’nin eski adı olan ve su kemerlerine referansla taşıdığı‚ ‘Kemer’ isminin belgelemesini yaptığımız bu su kemerinden geldiği düşünülebilir. Kemer, günümüze ulaşan kalıntılarından anlaşıldığı kadarıyla 1.10 m. kalınlığında, 49.50 m. uzunluğunda kesintisiz bir biçimde devam etmektedir. Eğim ile ilişkili olarak yüksekliği kuzeye doğru artmakta olan yapı, kuzey yönünde yaklaşık 5 m’lik yüksekliğe kadar ulaşmaktadır. Duvar örgüsü, bol harç kullanılarak belli bir standardı olmayan moloz ve kayrak taşlar kullanılarak oluşturulmuştur. Yan yüzünde yer yer çökmeler olmasına rağmen, yapı kesintisiz devam etmektedir. Ayrıca yapı boyunca, üst bölümden aşağı doğru bir birikim yarattığı gözlemlenen tabakalaşmış kalker tortu kalıntıları ve etrafa yayılmış su künkü parçaları yapının su kemeri olarak kullanım gördüğünü doğrulamaktadır. Burada incelediğimiz yapı üzerinde korunagelen herhangi bir kemer öğesi tespit edilmiş olmasa da, aquaductus teriminin karşılığı olarak yapı, yapısal karakterinden bağımsız olarak işlevi nedeniyle su kemeri şeklinde tarafımızdan adlandırılmaktadır. Tam olarak kuzey-güney doğrultusunda uzanan yapının, konumu itibariyle doğrudan Adramytteion’a yönelmiş olması kayda değerdir.”[4]

Taylı Baba Türbesi

Taylı Baba Türbesi

Bir Kuyu?

Bir Kuyu?

Taş Ocağı yakını kaçak kazı

Taş Ocağı yakını kaçak kazı

Taş Ocağı altında dere ve eski mezarlar

Taş Ocağı izleri

Taş Ocağı izleri

Taş Ocağı izleri

Taş Ocağı izleri

Taş Ocağı izleri

Taylıeli mezarlığında bir sütun parçası

iv. Taylıeli Mezarlığı Taş Ocağı

Taylıeli tarihi mezarlığında Taylı Baba Türbesinin hemen arkasında kaçak kazılarla ortaya çıkan bir taş ocağı net olarak görülmektedir. Türbenin bulunduğu tepenin hemen arkasında, altından dere geçen sırtın olduğu yerde muhtemelen bölgedeki yerel kullanım için açılmış bir taş ocağıdır. Bölgede benzerleri bulunan taş ocaklarıyla ilgili Murat Özgen hocamızın yorumu şu şekildedir.

“Tespit edilen taş ocaklarının nerdeyse tamamında görülür vaziyette oluklar, bir kısmında ise çıkarılmadan kısmen yarım bırakılmış bloklar ve anakaya üzerinde taş çıkarma sisteminden arda kalan düzgün hat sunan geometriler bulunmakta olup bunlar, alanın niteliğini açıkça ortaya koymaktadır. 2015 ve 2016 yılı tespitlerinde, Kızılcabayır Sırtı (Yıkıklar), Dutluca Merdivenli Kaya, Taylıeli, Ören’in doğusunda kalan Yılanlı Tepe ve Pelitköy Mahallesi Boşnak Tepe bu örneklerden günümüze en somut izlerini bırakan yerlerdendir.”[5] 

Taylan Köken


[2] Aslı Saka, Antik Dönemde Edremit Körfezi: Balıkesir İli Edremit, Havran, Burhaniye, Gömeç İlçeleri Yüzey Araştırması, Ege Üniversitesi, Doktora Tezi, İzmir, 2016.

[3] Prof. Dr. Engin Beksaç, Balıkesir İli, Ayvalık, Gömeç, Burhaniye, Edremit ve Havran İlçelerinde Prehistorik ve Protohistorik Yerleşmeler Yüzey Araştırması 2002, 21. Araştırma Sonuçları Toplantısı 1. Cilt, Ankara, 2003.

[4] Doç. Dr. Hüseyin Murat Özgen, Adramytteion Egemenlik Alanı 2015-2016 Yılları Arkeolojik Yüzey Araştırması, 35. Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt, Bursa 2017.

[5] H. Murat Özgen, Aynı eser.

22 Kasım 2021 Pazartesi

Kösedere Köprüsü / ÇANAKKALE / TROAS / Ayvacık – Kösedere Köyü

Köprünün Yeri: Çanakkale İli, Ayvacık İlçesi, Kösedere Mahallesi (Köyü) köy meydanını Gülpınar yoluna doğru geçince mevcut yeni köprünün yanında kalmaktadır. Köye adını veren Köse Dereyi geçmek için inşa edilmiştir.

Eski Cami Musalla Taşı

Musalla Taşındaki Köprü Yazıtı

Köprü Bilgileri: Kösedere Köyünü ziyaret ettiğimiz zaman hamam ve camiyi dolaştıktan sonra, caminin bahçesinde bulunan bir yazıt ilgimi çekti. Fotoğraflarını aldım. Betondan bir musalla taşının ön yüzüne konan yazıtın köprü yazıtı olduğunu öğrendim… Kösedere köyü hakkında bilgi toplamaya çalışırken, 2018 yılında Çanakkale bölgesinde yapılan kültür envanteri çalışmalarında Sayın Prof. Dr. Zekiye Uysal hocamızın Kösedere Köyü Osmanlı Yapıları çalışmasına ulaştım. Bu çalışmada yazıt hakkında bilgilerin, yıkılıp sadece ayak kısımları kalan köprüye ait olduğunu öğrendim. Köprü ve yazıt ile ilgili bilgileri çalışmadan aynen aktarıyorum: 

Kösedere köyünde iki yakayı birbirine bağlayan tarihî köprü yıkılmış olup, geriye sadece ayak kalıntısı ve kitabesi kalmıştır.

Köyün ortasından geçen Köse deresi üzerindeki mevcut köprü betonarme mimarisiyle yenidir. Buna karşılık, mevcut köprünün 15-20 metre doğusunda derenin kaynak tarafında, yayalara mahsus dar köprünün altındaki ayak kalıntıları tarihî köprüye aittir. Köprünün güney ayağının temel ve cephesinin bir kısmı kalmıştır. Derenin kuzey kenarındaki köprü ayağından sadece doğuya bakan sel yaranın (mahmuz) üst kısmı seçilebilmektedir. Gerisi toprak altında kalmıştır. Derenin genişliği, bazı yörelerde görüldüğü gibi tek gözlü bir köprüyle geçilmeye uygundur. Fakat aynı açıklığın küçük gözlü iki veya üç kemerle geçilmesi de mümkündür. Bu bakımdan derenin iki yanında kazı yapılmadan köprünün göz sayısı hakkında kesin bir şey söylemek olanaksızdır. Görülebilen kalıntı, köprünün kaba yontu taş kullanılarak yığma duvar tekniğinde inşa edildiğini göstermektedir.

Köprü yıkıldıktan sonra kitabesi alınarak, Kösedere Camii’nin önündeki musalla taşının kuzey cephesine yerleştirilmiştir. Mermer kitabe levhası 107 x 70 cm boyutlarındadır. Üst kenarının ortasında 14 cm yüksekliğinde alınlığı vardır.

Alınlığın ortasındaki oval kartuşun içine‚ Maşâallah ibaresi yazılıp iki yanındaki kartuşlara simetrik düzende ay-yıldız kompozisyonu yerleştirilmiştir. Kompozisyondaki yıldız motifinin sekiz kollu olduğu dikkati çeker.

Alınlığın altındaki asıl kitabe yüzeyi ince şeritlerle yan yana ikişer satırlık kartuşlar halinde yedişerden toplam ondört kartuşa bölünmüştür. Bunların içine işlenen ondört mısralık manzum kitâbe Türkçe olup, celî ta’lik hat ile yazılmıştır:

1- Asker-i hassada kol-yemîn İzzet Ağa

2- Kıldı ahd-i şeddî bu seyl-i hatırdan ta’yin

3- Eylemiş zâtını Hakk-ı hasîr ve müberrâta delîl

4- Sa’y ü efkârını âsâr-ı celîle ta’ayyîn

5- İşte ez-cümle bu cisr-i eser nevresim

6- Oldu şâyeste-i tersim ne eflâk ü zemîn

7- Sarf-ı nakdine hasir eyleyerek himmetini

8- İtdi bu tarz-ı bihîn üzre binâ cisr-i rasîn

9- Öyle bir cisr-i bihîn kavs-ı kuzah mertebe kim

10- Yaraşur resmini çarh-ı felek itse tahsîn

11- Mihr ü mâh-ı felek oldukça elhay-ı devvâr

12- Ola her pîşe-i endişesi hayrât-ı bihîn

13- Mihrî târîhini kavs-ı kuzaha nakş eyle

14- Tâk-ı eflâke münzâ oldu bu nev cisr-i metîn 1269

Kitâbeye göre orduya mensup bir kişi olan İzzet Ağa, bu sağlam köprünün projesini çizdirerek H. 1269 / M.1852-1853 tarihinde inşa ettirmiştir. Kitabenin yazıcısı (ketebesi) olan Mihrî’nin son iki satırda ebced hesabıyla da tarih düştüğü anlaşılmaktadır.

Kaynak: Prof. Dr. Zekiye Uysal, Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi Kösedere Köyü’ndeki Osmanlı Yapıları, The Journal of Academic Social Science Studies, 2018, s.331-347.

Taylan Köken, Kasım 2021.

20 Kasım 2021 Cumartesi

Kösedere Hamamı / ÇANAKKALE / TROAS / Ayvacık – Kösedere Köyü

Hamamın Yeri: Çanakkale İli, Ayvacık İlçesi, Kösedere Mahallesi (Köyü) köy meydanındadır. Yakınından köye adını veren Köse Dere geçmektedir. Köyün içindeki eski caminin hemen arkasındadır.

Kösedere Hamamı

Kösedere Hamamı Giriş Kapısı

Soğukluk Tavanı

Sıcaklık Devşirme Kurna

Sıcaklık Tavanı

Sıcaklık Göbek ve Diğer Kurna

Sıcaklıktaki Su Deposu

Hamam Bilgileri: İki bölümden oluşan hamam, yığma taştan inşa edilmiştir. Dış görünüşü bir hayli harap durumdayken, son dönemlerde yapılan beton sıvayla iç kısmı dışına göre nispeten daha sağlam görülüyor. İki bölümün de kubbe kısımları halen ayaktadır.

80x150 cm gibi dar bir kapıdan önce soğukluk bölümüne giriliyor. Tahmini olarak 4x5 m genişliğindeki soğukluk bölümü ilk bölümdür. Dış kapıyla aynı ölçülerde yine küçük bir kapıyla sıcaklık bölümüne geçilmektedir. Sıcaklık bölümünde ortada daire biçiminde muhtemelen göbek taşı olarak kullanılan bir masa bulunmaktadır. Mekânda iki kurna yer alır. Kapının hemen sağındaki kurnanın Bizans döneminden kalma beyaz mermerden işlenmiş bir sütun başı olduğunu tahmin ediyorum. Diğer kurnanın hemen arkasında sıcak suyun toplandığı bir hazne mevcut. Bu hazneden gelen sular iki kurnaya gelen borularla sıcak su ihtiyacını karşılıyor olmalı. Ayrıca göbek taşının altında kirli suyun tasfiyesini sağlayan giderler yer yer görülüyor.

Hamam hakkında bilgi toplamaya çalışırken, 2018 yılında Çanakkale bölgesinde yapılan kültür envanteri çalışmalarında Sayın Prof. Dr. Zekiye Uysal hocamızın Kösedere Köyü Osmanlı Yapıları çalışmasına ulaştım. Bu çalışmadaki hamamla ile ilgili bilgileri aynen aktarıyorum: 

Caminin hemen doğu tarafında yer alan küçük boyutlu hamam artık kullanılmamaktadır. Harap durumdadır. Külhan ve soyunmalık mekânları temele kadar yıkılmıştır. Soyunmalık mekânının dışında ılıklık, sıcaklık, su deposu ve külhan birimleri doğu-batı ekseninde aynı doğrultuda sıralanmışlardır. Boyut ve plan tipiyle köşk ve konak hamamlarını andıran yapının mevcut kütlesi 10,14 x 4,40 m ölçülerine sahiptir.

Hamamın duvarları moloz taş kullanılarak yığma duvar tekniğinde yapılmıştır. Örtü ve geçiş elemanları tuğladan yapılmıştır. Yapının güneydoğu köşesini kaplayan yıkık durumdaki soyunmalığın kuzey tarafındaki küçük yuvarlak kemerli kapıdan geçilen mekân ılıklıktır. Kare planlı ılıklığın üzeri kubbeyle örtülmüştür. Buranın güneybatı köşesindeki yuvarlak kemer biçimli kapıyla sıcaklığa geçilmektedir. Ortasında küçük bir yuvarlak masaya benzeyen betonarme göbek taşı bulunan mekânın da örtüsü kubbedir. Kubbeye Türk üçgenleriyle geçilmektedir. Sıcaklıkta, birisi kuzeydoğu köşede, diğeri batı kenarda olmak üzere iki kurna mevcuttur. Bunlardan kuzeydoğu köşedeki mermer Bizans sütun başlığından oyulmuştur. Diğeri basit bir biçime sahiptir. Mekânın batı kenarındaki küçük pencere su deposuna açılır. Ilıklık ve sıcaklık mekânları kubbelerdeki tepe pencerelerinden ışık almaktadır. İçerisinde herhangi bir bezeme yoktur. Yapıdaki tek plastik unsur devşirme mermerden yapılan kurnadır.

Hamamın üzerinde kitabe yoktur. Bu nedenle inşa tarihini kesin olarak belirlemek imkânsızdır. Buna karşılık Çanakkale Evkaf Defterindeki bir vakıf kaydındaki bilgi, rölatif tarihlendirme konusunda bize yardımcı olmaktadır. Bu defterdeki bir kayda göre Kösedere köyünden Mehmed Efendi ibn Abdullah; köy odasına gelen misafirler için yaptığı vakfın akarları arasında, câmi yakınında bulunan ve kendi mülkü olan hamamı da göstermiştir. Vakfiye H. 13 Rebi’ü-l-âhir 1261 / M. 21 Nisan 1845 tarihlidir. Vakfiyeden, bu tarihte Mehmed Efendi’nin kendi mülkü olan hamamın mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bundan hareketle hamamın 19. yüzyılın ikinci çeyreğine ait bir yapı olduğunu ileri sürebiliriz.

Kaynak: Prof. Dr. Zekiye Uysal, Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi Kösedere Köyü’ndeki Osmanlı Yapıları, The Journal of Academic Social Science Studies, 2018, s.331-347.

Taylan Köken, Kasım 2021.

19 Kasım 2021 Cuma

Kösedere Cami / ÇANAKKALE / TROAS / Ayvacık – Kösedere Köyü

 Cami Yeri: Çanakkale İli, Ayvacık İlçesi, Kösedere Mahallesi (Köyü) köy meydanındadır. Yakınından köye adını veren Köse Dere geçmektedir. Köyün içindeki eski hamamın hemen önündedir.

Kösedere Köyü Eski Cami

Kösedere Köyü Eski Cami

Kösedere Köyü Eski Cami

Kösedere Köyü Eski Cami

Kösedere Köyü Eski Cami Son Cemaat Yeri

Kösedere Köyü Eski Cami Devşirme Malzeme

Kösedere Köyü Eski Cami Yakınında Sütun

Cami Bilgileri: Kösedere Köyünde durmamızı sağlayan eski cami restorasyonu hak eden ve sırasını bekleyen son dönem Osmanlı yapılarından biridir. Tek minareli caminin çatısı kırma kiremittendir. Doğu duvarının çökük olması sebebiyle içeri girilmesi tehlike arzettiğinden, uyarıcı bantlarla giriş yasaklanmıştır. Tabi tarih ve kültür merakımız yasağı dinlemedi. İçerideki basit ama etkileyici bir ahşap işçiliğini gördük. Tavan süslemeleri, renkler oldukça sadeydi. Mihrabın her iki yanında kullanılan Yüksek Gerilim Ayırıcılarının mumluk olarak kullanılması çok ilginç gelmiştir. Bu yerde genellikle sütunlar, yarı kabartma sütunlar, denk taşları veya büyük mumluklar bulunur. Bu tür bir kullanım hayli ilginçtir… Yine mihraptaki terazi çiziminin birkaç camide daha olduğunu, bunun; adaleti simgelediği veya öteki dünyada sevap ve günahların tartılacağı anlamına geldiğini de öğrenmiş oldum… Son olarak caminin kuzeybatı tarafında kalan üstü açık mezarın caminin ve hamamın banisi olan Kösedereli Mehmed Efendi ibn Abdullah olabileceğini düşünmekteyiz.

Kösedere Köyü Eski Cami Mezar

Kösedere Köyü Eski Cami Mezar

Kösedere Köyü Eski Cami Son Cemaat Tavanı

Kösedere Köyü Eski Cami Kapısı

Kösedere Köyü Eski Cami Ahşap Tavanı

Kösedere Köyü Eski Cami Ahşap Tavanı

Kösedere Köyü Eski Cami Harimi

Caminin Depremde Yıkılan Duvarı

Kösedere Köyü Eski Cami Tavanı

Mihrap Duvarı Süslemeler

Mihrap Duvarı Süslemeler

Yüksek Gerilim Ayırıcıları (Mumluk)

Mihraptaki Terazi Motifi

Caminin Minberi

Cami hakkında bilgi toplamaya çalışırken, 2018 yılında Çanakkale bölgesinde yapılan kültür envanteri çalışmalarında Sayın Prof. Dr. Zekiye Uysal hocamızın Kösedere Köyü Osmanlı Yapıları çalışmasına ulaştım. Bu çalışmadaki camiyle ile ilgili bazı bilgileri kısaltarak aktarıyorum: 

Köy meydanında, Köse deresinin kuzey tarafında yer alır. Cami, kuzeyden güneye doğru eğimli bir arazi üzerindedir. Dıştan kiremitle kaplı kırma çatılı, tek minareli bir yapıdır. Köy meydanının batı tarafına betonarmeden yeni cami yapıldıktan sonra terk edilmiştir. 2010 yılındaki inceleme sırasında metruk durumda bulduğumuz yapı zamanla iyice harap olmuştur. Geçen yıl, 6 Şubat 2017’de meydana gelen deprem sırasında doğu duvarının büyük bir kısmı çökmüş, diğer duvarları çatlamıştır. Son cemaat yeri tavanının ahşap levhaları ile revak kemerinin sıva ve ahşap çıtalarının bir kısmı da harap olmuştur. Caminin kaba yontu ve moloz taş malzeme ve yer yer ahşap hatıl kullanılarak yığma duvar tekniğinde yapıldığı görülmektedir. Sadece son cemaat yeri revağının destekleri ile kadınlar mahfili ve örtü sistemi ahşaptandır. Son cemaat yeri revak kemerlerinde bağdadî teknik uygulanmıştır.

Yapı her kenarı farklı uzunlukta çarpık dikdörtgen plana sahiptir. Doğu cephesi 12,73m, batı cephesi 12,96 m, kuzey cephesi 15,47m, güney cephesi ise 15,72m uzunluktadır. Son cemaat yerinin bulunduğu batı cepheyi en sona bırakmak üzere kuzey cepheden itibaren doğu ve güney cepheye doğru bir sıralamayla caminin dış görünümünü tanımlayabiliriz.

Minare, kuzey cephenin doğu ucuna bitişik olarak yapılmıştır. Kare kaideli, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. Yenilenmiş olan minarenin şerefe korkulukları haraptır. Kuzey cephedeki ve batı cephedeki basit kapılardan girilen bölüntüsüz harimin kuzey tarafında ahşap direklerin taşıdığı ahşap kadınlar mahfili yer alır. Harimin örtüsü, ortası yükseltilmiş düz tavan biçimindedir. Harim doğu, güney ve batı duvarlarındaki pencerelerden ışık alır. Güney duvarının ortasında mihrap nişi, bunun sağ tarafında minber ve mihrabın sol tarafındaki köşede vaaz kürsüsü yer almaktadır. Mihrap, yuvarlak kemerli bir nişten ibarettir.

Caminin dış cepheleri bezemesizdir. Eski fotoğraflarında son cemaat yeri kemerlerinin dıştan boyanmış oldukları görülmektedir. Yapıdaki bezemeler son cemaat yeri ve harim tavanları ile içerde kıble duvarında ve mihrapta yoğunlaşmaktadır. Son cemaat yeri tavanında gülbezek şeklinde tavan göbeği yer almaktadır. Bu tavan göbeği çıtalarla oluşturulan kare bordür içine yine çıtalarla yapılan gülbezekten meydana getirilmiştir.

Mihrabın sağındaki ahşap minber dönemine uygun sade bir biçimde düzenlenmiştir. Minberin ön köşelerine yerleştirilen sütunceler, minber kapısının basık kemerini taşırlar. Minberin alınlık kısmında herhangi bir kitabeye rastlanmaz. Korkuluk bölümü ahşap levhaların çakılmasıyla oluşturulmuştur. Süpürgelik kısmı, düz ahşap çakılarak kapatılmıştır. Köşk altı açık bırakılmıştır. Köşk kısmı baldaken tarzındadır.

Harimin doğu, batı ve kuzey duvarlarındaki boyalar son zamanlardaki onarımları yansıtmaktadır. Buna karşılık kıble duvarına ve mihrap nişine sıva üzerine kalem işi tekniğinde yapılmış olan süslemeler tamir görmüş olmalarına rağmen 19. yüzyıl taşra üslubuna uygundurlar. Kıble duvarının alt kısmı pencere başlangıcına kadar yeşil renkli modern fayanslarla kaplanmıştır.

Sarı renk boyayla kaplanmış olan kıble duvarındaki siyah renkli yazı ve madalyonlar siyah boyalı çizgisel çerçevelerin içine şablon kullanılarak işlenmişlerdir. Bu çerçevelerin arasında sıralanan yıldız motifleri de şablonla yapılmışlardır.

Kösedere Camii’nin inşa kitabesi mevcut değildir. Yapının üzerinde yer alan levhada günümüz rakamlarıyla yazılmış 1874 tarihi görülmektedir. Kaynağını bilmediğimiz bu tarih büyük bir ihtimalle onarımla ilgilidir. Çünkü, aşağıda hamam konusunda yer verdiğimiz H.1261 / M.1845 tarihli vakfiyedeki bilgiler, bu tarihte caminin mevcut olduğunu kanıtlamaktadır. Bu da caminin en azından 19. yüzyıl ilk yarısına ait olabileceğini gösterir. Mevcut mimarisi ve bezemelerinin bazıları da 19. yüzyıla uygun düşmektedir. Deprem kuşağındaki bir yörede kalması yüzünden yapının birçok kez onarılmış olduğu kanısındayız. Kapı üzerindeki 1874 tarihi gibi, revağın gerisinde harimin güneybatı köşesinin üst kısmında cephede görünen bir taş üzerindeki‚ 1937 tarihi de onarıma işaret etmektedir. Bu tarih, özellikle çatı seviyesinde bir onarım yapıldığını düşündürüyor.

Kaynak: Prof. Dr. Zekiye Uysal, Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi Kösedere Köyü’ndeki Osmanlı Yapıları, The Journal of Academic Social Science Studies, 2018, s.331-347.

Taylan Köken, Kasım 2021.