Ağacık Caminin Yeri: Ağacık Camisi, Balıkesir İli, Burhaniye İlçesi, Ağacık Köyü merkezindedir. Ağacık Köyü Havran Çayı ile Karınca Deresi arasında olup, Burhaniye merkezine 11 km uzaklıktadır.
Ağacık
Cami: Caminin kitabesi yoktur. Günümüz alfabesiyle cami
kapısında Yapılış Tarihi: 1325 tabelası görülmektedir. Hicri takvimi günümüze
çevirdiğimizde 1907 tarihine denk gelen bu yıl, caminin dönem mimarisine
bakıldığında uygun düşmektedir.
Cami, kuzey-güney
yönünde eğimli bir arazi üzerinde kareye yakın dikdörtgen formda inşa
edilmiştir. Kuzey yönü köy meydanına bakan caminin diğer çevresi köy evleriyle
çevrilidir.
Caminin içinde harim
bölümü ahşap tavanı düzdür. Bağdadi kubbe, çıtalarla kare oluşturulmuştur,
manzara ve vazo çizimleriyle süslenmiştir. Kubbenin iki yanında çıtalarla
oluşturulmuş güneş motifi yapılmıştır.
Mihrap alçı
süslemesiyle dikkat çekicidir. İki yana toplanmış perde görünümlü alçı süsleme
haricinde, mihrabın iki yanında döneme uygun barok tarzı resimler
bulunmaktadır. Duvarlarda panolar halinde vazo süslemeleri ilgi çeken diğer
detaylardır.
Camiye giriş iki
taraflı dik merdivenle yapılmaktadır. Sonradan kapatılan son cemaat yeri üçgene
yakın formdadır. Son cemaat yerinin tavanında yine bağdadi tavan mevcuttur ve
ortada küçük bir güneş motifi yer alır.
Ağacık Camisi hakkında
benim tespit ettiğim tek yayın olan Araştırma Görevlisi Halil Sözlü’nün
makalesidir.[1]
Son sözü bu makaleden aktarıyorum:
“18.
ve 19. yüzyıllarda Türk sanatı hızla artan bir Avrupa sanatı tesiri altında
kalmış, bu önceleri daha eski saf Türk sanatına bazı süs unsurlarının azalması
ile başlayıp hızla gelişmiş ve Türk sanatına hâkim olmuştur. Ancak bu Türk
Baroğu, planlardan daha çok mimari detaylarda ve dış yüzeylerde kendisini
göstermiştir. Neo-Klasik üslup yine batıdan gelen akımlarla 18. yüzyılın
sonlarına doğru Türk sanatında yerleşmeye başlayarak gerek dini olmayan
yapılarda ve bilhassa kamu yapılarında kendisini göstermiş ve adeta 19. yüzyıl
ortalarında Osmanlı İmparatorluğunda devlet sanatı halini almıştır. Bu arada
Türkiye’de çalışan yabancı mimarların da bu üslubun gelişmesinde büyük rolleri
olmuştur. Fakat 19. yüzyılın sonlarına doğru gitgide yüklü ve ağır ifadeli bir
karma sanatın hâkimiyetine doğru gittiği sezilen Türk sanatı geçen yüzyılın
sonlarında bazı Türk mimarların bu gidişi durdurmayı istemeleri ile Türk
Neo-Klasiğinin yaratılmasına yol açmıştır. 19.yüzyıl sonlarında çağımıza
bilhassa 1930’lara kadar süren ve iki yüzyıllık Avrupa sanatı baskısına bir
tepki olarak ortaya çıkan Türk Neo-Klasiğinde 16. yüzyılın Türk mimarisinin
çeşitli unsurlarının modern yapılarda uygulandıkları görülür.
Ağacık
Köyü Cami mimari kuruluş bakımından, kırma çatılı, düz ahşap tavanlı ve bağdâdî
bir ahşap kubbeyle örtülü bir plana sahiptir. Bu tür mimari kuruluşa sahip
camiler 18. yüzyılda artmıştır. Yapı aynı zamanda alçı süslemeleri ve duvar
resimleri ile dikkat çekicidir. Üst örtü ve beden duvarlarında yoğunlaşan duvar
resimleri, manzara ve vazodan çıkan çiçeklerden oluşmaktadır. Bu yönü ile
Burhaniye’de bulunan Şahinler Köyü Cami ile benzerlik göstermektedir.”
Tekil
Buluntu: Köyün kahvesinde kenarda bir hayli deforme olmuş
korint düzeninde bir sütun başlığını tespit ettik.
Taylan
Köken
[1] Halil
Sözlü, Balıkesir Burhaniye’de Ağacık Köyü Cami ve Tasvirleri, Turkish Studies,
No:9/1, 2014.