23 Ağustos 2012 Perşembe

Sardene / Dumanlı Dağ...

Sardene: Günümüzde Dumanlı Dağ’ın antik adıdır. Neon Teikhos Antik Kenti bu dağın eteklerinde kurulmuştur.
Bilge Umar’a göre Sardene adı Sardeis Kentinin adı gibi Swarda kökenine bağlı olup, SwardawanaKutlu Akarsu Ülkesi” anlamındadır. Hermos / Ermos (Gediz) ırmağı bu dağın eteklerinden geçerek deniz ile buluşmaktadır. 

Kaynakça: Bilge Umar- Türkiye’deki Tarihsel Adlar- İnkılâp Kitabevi- 1993 / www.tr.wikipedia.org

Taylan Köken

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Pythikos / Güzelhisar Çayı...

Pythikos: Günümüzdeki Güzelhisar Çayının veya Koca Çayın ilk çağlardaki adlarından biridir. Hellen dilindeki Pythikos, “Apollon’sal, Apollon’un” anlamındadır. Ayrıca Tisna ve Titnaios adları da kullanılmaktaydı. 
Güzelhisar Çayı Aigai Antik Kentinin eteklerinden geçip, Myrina Antik Kentinin yamacında Ege Denizi ile buluşmaktadır. Aigai Kentinde Apollon Tapınağı bulunmaktaydı. Ayrıca Aigai’de Roma Döneminde bastığı paraların üzerinde bu ırmağı simgeleyen tanrının kabartması ve Titnaios adı açıkça görülmekteydi.  

Kaynakça: Bilge Umar- Türkiye’deki Tarihsel Adlar- İnkılâp Kitabevi- 1993 / www.tr.wikipedia.org

Taylan Köken

21 Ağustos 2012 Salı

Kybele / Ana Tanrıça...

Kybele: Kibele veya Kybele yani Magna Mater, Anadolu kökenli “Ana Tanrıça”dır. Kybele birçok kültürde değişik adlarda anılmaktadır. Yunan kültüründe Rhea, Roma Dönemi Mısır kültüründe İsis ve yine Yunan kültüründe bekaretle değil de, doğurganlık ve bereketle anılan Efes Artemis’ini (İon Kybelesi) sayabiliriz. 
Yapılan kazılara göre Ana Tanrıça kültü MÖ.7000-6500 tarihlerine kadar gitmektedir. Hitit ve Hurri uygarlıklarının kültü olan Kubaba Kybele’nin öncülü olarak kabul edilir. Kubala dönüşerek Kibele-Kybele olmuştur.
   
Kaynakça: Bilge Umar- Türkiye’deki Tarihsel Adlar- İnkılâp Kitabevi- 1993 / www.tr.wikipedia.org

Taylan Köken

20 Ağustos 2012 Pazartesi

Kaikos / Bakır Çay...

Kaikos: Günümüzde Bakır Çay olarak anılan Batı Anadolu ırmağının ilk çağlarda Helen dilinde söyleniş biçimidir. Irmak Çandarlı körfezine dökülmektedir.
İlk olarak Hesiodos tarafından anılır. Plutarkhos’a göre nehrin adı Astraeus yani Astra’dır. Sonra Kaikos’a dönüşmüştür.

Kaynakça: Bilge Umar- Türkiye’deki Tarihsel Adlar- İnkılâp Kitabevi- 1993 / www.tr.wikipedia.org

Taylan Köken

19 Ağustos 2012 Pazar

Ermos / Hermos / Gediz Nehri...

Ermos / Hermos: Latince Hermos olan ad, ilk çağlarda Hellen'lerce Ermos olarak kullanılmıştır ve günümüzdeki adıyla Gediz olan ırmaktır. Büyük Menderes ırmağından sonra Ege Denizine dökülen ikinci büyük ırmaktır. 
Bilge Umar'a göre Ermos sözcüğünün Hellen dilinde anlamı yoktur. Luvi dilinde bu ırmağa hem Ma hem de Swa-Ma yani "Kutsal Ma" diye anılmaktaydı. Bu Hellen diline Swa yerine Eu-Ma olarak, bu da ırmak adları eril anıldığından dolayı Eu-Mos olarak anılmıştır. Zamanla bu kullanım Ermos'a dönmüştür.

Kaynakça: Bilge Umar- Türkiye’deki Tarihsel Adlar- İnkılâp Kitabevi -1993.

Taylan Köken

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Aigaion Pelagos / Ege Denizi...

Aigaion Pelagos: Ege Denizi'nin ilk çağ Hellen'lerince kullanılan adıdır. Hellen dilinde "Aiga'sal Deniz", "Aiga Denizi" demektir. 

Kaynakça: Bilge Umar- Türkiye’deki Tarihsel Adlar- İnkılâp Kitabevi-1993.

Taylan Köken

17 Ağustos 2012 Cuma

Aiga / Ege...

Aiga: Anlamı kesin olarak bilinmese de Aigaion Pelagos yani “Ege Denizi”nin anlamı için Yunan Mitolojisinin görüşüne göre; ismin kökeni Aegeus efsanesine dayandırılmaktadır.

Bu efsaneye göre Atina'da düzenlenen bir bayram olan Panathenaia'da Giritli atlet Androgues öldürülür. Buna karşılık Girit kralı Atina'dan her yıl kurban edilmek üzere yedi kız ve yedi erkeğin gönderilmesini talep eder. Bundan hoşlanmayan Atina kralı Aegeus, oğlu Theseus'a Girit kralını öldürme görevi verir. Bu görevi başarması halinde geri dönerken gemisine beyaz bayrak çekmesini, başaramaması halinde ise siyah bayrak çekmesini ister. Girit'e giden kralın oğlu Theseus, görevini başarıyla sonlandırır ve zafer sarhoşluğuyla geri dönerken babasının söylediklerini karıştırır ve gemisine yanlışlıkla siyah bayrak çeker. Bunu gören kral oğlunun başarısızlığa uğradığını düşünerek kendini denize atarak intihar eder. Bu olay sonunda kralın atladığı yer olan Atina Körfezi'ne "Aegeus Pontos" (Ege Denizi-Aegeus'un Denizi) denilmeye başlar ve isim yaygınlaşır. Bazı tarihi görüşler ise "Pelagos" ismi üzerine yoğunlaşır. Tarihi açıdan, Yunan soyunun öncüsü sayılan Hellenler Yunanistan bölgesinde yaşayan yerli bir halk değil, Balkanlardan gelen bir halktır. Batı Anadolu ve Yunanistan'da erken dönemde Pelasg adlı başka bir kavim yaşamaktadır. Hellenlerin denizin bu ilk sakinleri nedeniyle Pelasg Denizi olarak adlandırdığı savunulur. Kimi dil bilimsel görüşlerde deniz anlamının “Pontus” sözcüğünden değil, kesin olmakla beraber anlamın Yunanca dalgalar anlamına gelen "aiges" kelimesinden türemiş olabileceğini söyler. 

Bilge Umar ise Türkiye'deki Tarihsel Adlar kitabında Aiga için iki anlam ifade eder: Birincisi "Meşe" anlamındadır, ikincisi ise Aiaka yani Aia-ka'dan gelmedir ve "Toprak (Ana) -Yeri" anlamındadır. 

Kaynakça: Bilge Umar- Türkiye’deki Tarihsel Adlar- İnkılâp Kitabevi- 1993 / www.tr.wikipedia.org

Taylan Köken

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Eski Kaynak Nekropolü / BALIKESİR / AİOLİS –Ayvalık –Altınova Beldesi


Eski Kaynak Adı: Bir Osmanlı yerleşimi olan Altınova Beldesine su sağladığından dolayı Sayın Engin Beksaç tarafından Eski Kaynak olarak adlandırılmıştır. Burada bulunan araştırmanın yapıldığı 1998 yılında dahi tahrip edilmiş olan çeşme ve çevresine yöre halkı Kaynarca veya Kaynakça Mevkii olarak anmaktadır.
Eski Kaynak Nekropolü Uydu Görüntüsü
Kaynakça Panoramik Görüntü
Nekropolis Civarı Panoramik Görüntü
Eski Kaynak Nekropolünün Yeri: Balıkesir ili, Ayvalık ilçesine bağlı olan Altınova Beldesinin, İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bulunan Kazan Deresi olarak anılan kuru derenin başlangıcındadır.
Üçkabaağaç'a Giden Yol 
Eski Kaynak Nekropolü
Eski Kaynağa Giden Künkler
Eski Kaynağa Giden Künkler
Eski Kaynağa Giden Künkler 
Eski Kaynak Buluntuları ve Araştırma Sonuçları: Prof.Dr. Engin Beksaç tarafından 1998 yılında Ayvalık, Gömeç, Burhaniye ve Edremit ilçelerinde yapılan pre ve protohistorik yerleşmeler yüzey araştırmaları kapsamında ziyaret edilmiştir.
1998 yılının kışında yoğun yağmurların oluşturmuş olduğu taşkınlarla bu pithos nekropolü açığa çıkmıştır. Bu alanın Altınova Belediyesi olarak sanayi bölgesi olarak ilan edilmesi üzerine nekropolün tahrip edilen pithos mezarları incelenmiştir. Kaçak kazılar tarafından veya doğal sonuçlar ile açığa çıkan mezarların tahrip edildiği görülmüştür.
Pithos Parçası
Pithos Parçası
Pithos Parçası
Pithoslar zeminin 1,5-2mt altında kaldığı görülmüştür. Pithosların yüksekliği 90cm olup, içten içe 70cm çapında ve 4-5cm kalınlığında kırmızı hamurdan imal edilmişlerdir. Ayrıca nekropolis alanında başka çeşit birçok keramik kırıntısına rastlanmıştır. Bu keramikler arasında beyaz dolgu bezekli yortan keramikleri, bej ve gri mat Geç Bronz ve Erken Demir Çağı keramikleri ile Aiol keramiklerinin varlığı tespit edilmiştir. Ayrıca bej hamurlu üstü dalga ve çizgi bezekli Sub-Miken sonu ve Proto-Geometrik Dönem başına ait, benzerleri Güney İtalya ve Sicilya’da bulunan küçük bir keramik parçasıyla, Bizans Dönemi keramiklerine rastlanmıştır. 
Keramik Parçaları
Keramik Parçaları
Eski Kaynak Nekropolünün devamı niteliğinde veya bağlantılı olarak anacağımız Körtükaya Yerleşimini ayrı bir madde olarak yayınlayacağız. 
Eski Kaynak Nekropolü Gezisi Kısa Notlar: Kaynakça Mevkiini bulmak için bölgeye ikinci kez geldiğimizde bölgeyi daha detaylı araştırma imkanını ele geçirdik. Gördüklerimizi ve bildiklerimizi Engin Beksaç hocamızla paylaştık. Son durum hakkında şunları söyleyebiliriz ki; Kaynakça denilen yerde herhangi bir çeşme kalıntısı görülmemektedir. Yöre insanları buradaki eski çeşme ve sıcak su çıkan Kaynakça’nın varlığını belirtmelerine rağmen, daha sonra tahrip olduğunu söylemişlerdir. Bu kaynakçaya sırtımızı verip Üçkabaağaç Kırsalına yani dağlara doğru (kuzeydoğu yönünde) Kazan Deresi takip edilerek gidildiğinde, yaklaşık 500mt sonra Engin Hocamızın daha önce andıklarına benzer iki pithos parçasına ve biraz ilerisinde keramik kırıntılarına rastladık. Bu parçalar buraya sürüklenerek gelmiş olmalı veya nekropolün varlığını işaret etmekteydi. Fakat çevreyi incelediğimizde başka parçalara rastlamadık. Derenin karşısına geçip dere boyunda yürümeye devam edince 300mt sonra Körtükaya Yerleşimi-II maddesinde resimlerini yayınladığımız Kazan Deresi Keramik parçalarını görmeye başladık.
Eski Kaynak Nekropolü Körtü-Köftekaya Yerleşimi ile bağlantısı olan bir sit olduğu kesindir. Kuvvetli bir sel ile ortaya çıkan pithos kalıntıları, yine muhtemelen kuvvetli seller ile kapanmış olmalıdır. Eski Kaynak ise 1998 yılında iken tahrip edilmişti, günümüze bu çeşmeden görünür hiçbir bakiye kalmamıştır.
       
Kaynakça: Prof.Dr. Engin Beksaç- 17. Cilt2 Araştırma Sonuçları Toplantısı -1999.

Taylan köken

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Körtükaya Yerleşimi-II / BALIKESİR / AİOLİS –Ayvalık –Altınova Beldesi


Körtükaya Buluntuları ve Araştırma Sonuçları: Prof.Dr. Engin Beksaç tarafından 1998 yılında Ayvalık, Gömeç, Burhaniye ve Edremit ilçelerinde yapılan pre ve protohistorik yerleşmeler yüzey araştırmaları kapsamında ziyaret edilmiştir.
Körtükaya Uydu Görüntüsü
Körtükaya ve Altınova Panoramik Görüntü
Körtükaya Keramik Buluntuları
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Yerleşim alanı bol miktarda Roma devri keramiği ve pişmiş toprak lahit kırıntısı vermektedir. Sulama kanalları tarafından adeta ikiyi bölünen yerleşimin üst taraflarında bulunan düzlük üzerinde pithos parçacıkları günümüzde de görülmektedir. Keramik parçacıklar ve öğütme taşları bu düzlüğün çevresinde geniş alanlarda yayılım göstermektedir. Bu nekropol alanının tüm ovaya hakim konumda olması ise dikkat çekicidir. Kaya oluşumundan dolayı fazla kalın bir arkeolojik tabaka görünmemektedir, ama eteklerde zeytinlik haline gelen alanlardaki yoğun keramik buluntuları, yerleşimin bu alanlarda devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca yerleşim Kazan Deresi yanındaki zeytinlikler arasında da varlığını sürdürmektedir. Yerleşim Körtükaya’nın en üst seviyesinden eteklerine kadar kademli olarak teraslar halinde yayılım göstermektedir. Yerleşimin en üst seviyesinde dahi deniz kabuklarını görmemiz, burasının da zamanında deniz seviyesinde olduğunun delili sanki.    
Körtükaya Tepesinde Deniz Kabukları
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Kaçak Kazı Çukuru
Körtükaya Kaçak Kazı Çukuru
Körtükaya Kaçak Kazı Çukuru
Körtükaya Kale Bakiyeleri
Körtükaya Kale Bakiyeleri
Körtükaya Kaçak Kazı Çukuru
Körtükaya Yerleşimi yüzey buluntuları itibariyle Eski Kaynak Nekropolü ile yakın ilişki göstermektedir. Buluntular arasında Yortan keramikleri, Geç Bronz Çağı ve Krizli Yıllara ait parlak gri, kahverengi ve bej açkılı dik karineli keramikler, Erken Demir Çağı keramikleri ve yerleşimden denize doğru bakıldığında yeri görülen Yeniyeldeğirmeni Höyük’de bol miktarda bulunan TroyaI-II evresi keramik parçası ele geçmiştir. Ayrıca Bahçeli Köyünün (Kansız Köyü) üstünde bulunan Pandırtepe (Canae Antik Kenti) Yerleşimi tipik bir Aiol yerleşimidir ve diğer yüksek yerlerde kurulan Aiol kentleri ile benzerlikler göstermektedir. Pandırtepe hemen hemen Körtükaya ile aynı hizaya gelmektedir ve buradan görülmektedir.  
Öğütme Taşı
Öğütme Taşı
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Körtükaya Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Kazan Deresi Keramik Buluntuları
Engin Beksaç hocamın bu yerleşme ile ilgili yorumu şu şekildedir: Körtükaya’nın düzlük yüksek yeri nekropol parçası vermesine rağmen orman içine gizlenen ve kıyıyı gözetleyen konumda bulunan bir kaleydi. Yeniyeldeğirmeni Höyük kıyı bölgesinde kalan bir kale, Körtükaya ise daha gerileri gözetleyen bir kaledir. Fakat her iki yerleşimde bulunan malzemenin çeşitli olması sebebiyle bu iki yerleşim çağdaş fakat ayrı kültürlerin etkisindedir. Körtükaya daha çok Yortan Kültürünü taşıyan, fakat daha detaylı araştırılması gereken önemli bir yerleşimdir.   
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Keramik Buluntuları 
Körtükaya Yerleşimi
Körtükaya Yerleşimi
Sulama Kanalı Sifon Bölümü
Körtükaya Sulama Kanalı
Pandırtepe Yerleşimi
Körtükaya-Köftekaya ile ilgili olarak son söyleyebileceklerimiz maalesef yine tahribatlar üzerine olacaktır. DSİ’nin açmış olduğu sulama kanalı yerleşimi tam ortadan ikiye bölmüştür. Ayrıca yöre halkının zeytinlikleri Kazan Deresi yatağından başlayıp en üst tepeye kadar teraslar oluşturacak şekilde yerleşimi parsellemiştir. En sonuncusu olarak da, tahribat deyince memleketimizin olmazsa olmazı kaçak kazılara gelirsek; onlar da yerleşimi bazı noktalarda tahrip etmiştir… 
Körtükaya Yerleşimi 1999 yılında Koruma Kurulu kararıyla 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.   

Kaynakça: Prof.Dr. Engin Beksaç- 17. Cilt2 Araştırma Sonuçları Toplantısı -1999 / Prof.Dr. Engin Beksaç şahsi yazışmalar. / www.kulturportali.gov.tr 

Taylan köken