17 Kasım 2021 Çarşamba

Khyrisa/Khrysa/Chrysa Yerleşimi / ÇANAKKALE / TROAS / Ayvacık – Babakale Köyü

Kyrisa’nın Yeri: Çanakkale İli, Ayvacık İlçesi, Babakale Mahallesi (Köyü) Göz Tepe mevkiindedir. Gülpınar- Babakale arası yolu üzerinde, sağa doğru deniz kıyısına ilk sapan yol sizi günümüzde Apollon sahili olarak isimlendiren, aslında Akliman kumsalına getirecektir. Denize baktığınız zaman sağ tarafta kalan dik yamaç Göz Tepedir. Göztepe adı genellikle gözetleyemeye uygun konumdaki tepeler için kullanılmaktadır. Khyrisa’nın kurulu olduğu tepe de bu tanıma tam olarak uymaktadır. Güneyde kalan diğer tepelik araziyse Kızılca Tepe olarak geçmektedir. Tepenin hemen arkasında inşa edilen yazlık sitelerin önünden geçen toprak yol sizi kolayca tepeye ulaştırır.

                                                           Göztepe'den Babakale yönü

Khyrisa Bilgileri: Antik kaynaklarda kentin adı Khyrisa olarak değil de, Khrysa veya Chrysa olarak anılmaktadır. Aynı isim Apollon Smintheion tapınağının bulunduğu yer için de belirtilmektedir. Bu yüzden kentin Gülpınar Apollon Smintheion Tapınağı ile alakalı bir yerleşim olduğu düşülmektedir.

Homeros’un İlyada Destanında kent anılmaktadır.  Sayın Azra Erhat’ın Mitoloji Sözlüğü kitabında konu birkaç kez geçmektedir. Bu bölümleri aktarıyorum:

“Troas bölgesine yaptığı bir çıkarmada Akhilleus Khryse kentinin Apollon rahibi Kryses'in kızı Khryseis’i tutsak olarak almış, getirmiştir.”

Akha'ların Troya ovasındaki gemi ordugâhındayız. Tanrı Apollon'un rahibi Khryses gelir, Agamemnon'un tutsak olarak alıkoyduğu kızı Khryseis'i geri ister. Agamemnon kızı vermediği için tanrı Apollon Akha ordusuna veba salar. Dokuz gün, dokuz gece ordu hastalıktan kırılır.

Tanrı da rahibinin dileğini yerine getirir ve Akha ordusuna korkunç bir veba salar. Bunun üzerine Agamemnon rahibin kızını babasına geri göndermeye karar verir, bir gemiyle Khryse kentine yollarlar. Bu kentin yeri bugüne dek bilinmiyordu, Smintheus Apollon'un adı da, nitelikleri de doğru dürüst açıklanamıyordu. Smintheus'un "fareleri kovan" tanrı olduğu sanılıyor, ama bu ek ad da gereğince açıklanamadığı gibi, İlyada'da bu kadar büyük bir tanrı olarak gösterilen Smintheus'un kim olduğu da kesinlikle bilinemiyordu. Bu sözlük dizilmeye başladıktan sonra Smintheus Apollon'un tapınağının ve Khryse şehrinin yerinin bulunması Anadolu din tarihi ve mitolojide çığır açacak bir olay diye nitelenebilir: Çanakkale'nin güneyinde, Gülpınar bucağının hemen altında Bahçeleriçi denilen mevkide Smintheus Apollon tapınağı ortaya çıktı. Bugün Baba burnu diye denize uzanan bir çıkıntının hemen arkasında eski Khryse kentinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Göztepe'den Akliman

Göztepe'den Akliman

Göztepe'den Akliman
Azra Erhat’ın açıklamaları bugün Khryse/Khrysa’nın olası yeri ve bir liman yerleşimi olması gerektiğini İlyada’dan alıntıladığı söylenceyle izah etmektedir.

Strabon’da da Khrysa olarak geçen yerleşimden birkaç kez bahsedilir. Strabon’dan ayrıntılı olarak aktardığımız bilgilere göre iki Khrysa bulunmaktadır. Birincisi konumuz olan Khrysa, diğeri ise Thebe ovasına konumlandırılan Khryse’dir. Günümüzde Kaz Dağı eteklerinde orman içinde Kirse Alanı diye söz edilen bir mevki mevcuttur. Yeri kesin olarak bilinmese de antik kaynaklardan Khryse’nin yaklaşık olarak Akçay’da olduğu düşülmektedir.

13.1.47 Önceleri Tenedos'lulara ait kıta kısmında bulunduğu için Larisa ve Kolonai, her ikisi de Akhaion'a yakın olarak kabul edilirdi. Sonra, denize yüksekten bakan kayalık bir tepede kurulmuş olan şimdiki Khrysa'ya ve daha sonra Lekton'un aşağısında ona yakın olan Hamaksitos'a gelinir.

13.1.48 Bu Khrysa'da, Apollon Smintheus Tapınağı ve isminin etimolojisinin içerdiği sembol de bulunur, bundan tanrının heykelinin ayakları altındaki fareyi kastediyorum. [….]

Bu, daha yeni yazarların anlatımıdır. Fakat Homeros'la daha iyi uyuşan, bir zamanlar Khrysa ve Thebe Ovası'nda görülen izlerdir. Bunlardan yakında söz edeceğim. Smintheos ismi birçok yerlerde kullanılmıştır. Hamaksitos'un çevresindeki, Smintheion'dan ayrı olarak Sminthia denen iki yer daha vardır; ve diğerleri de Larisa çevresinde bulunur, ayrıca Parion topraklarında Sminthia denen bir yer olduğu gibi Rhodos'ta, Lindos'ta ve daha birçok yerde de vardır. Günümüzde Khrysa'lılar tapınağa Smintheion demektedirler. Buradan sonra Lekton'dan itibaren içe doğru çok büyük olmayan Halesion Ovası ve Hamaksitos yakınındaki Tragasaion Tuzlası gelir. Burada tuz doğal olarak mevsim rüzgârları nedeniyle donar.

13.1.61 Homeros Thebe'yi Eetion'un kenti olarak gösterir "Biz Thebe'ye Eetion'un kutsal kentine gittik". O, içinde Apollon Simintheus'un tapınağı bulunan Khrysa'nın da açıkça Eetion'a ait olduğunu söyler tabii şayet Khryseis Thebe'de tutsak edilmişse. Ozan şöyle demiştir: "Thebe'ye gittik, yağma ettik, aldık getirdik ve hepsini aralarında eşit olarak bölüştüler ve Khryseis'i Atreus'un oğluna ayırdılar…”

13.1.62 Adramyttion topraklarında Khrysa ve Killa vardır. Bugün dahi Thebe dolaylarında bir yerde, içinde Killa Apollon'unun tapınağı bulunan, Killa adında bir yer ve Ida Dağı'ndan çıkarak kentin içinden akan Killaios adında bir ırmak vardır. Bu yerler Antandros toprakları yakınındadır. Lesbos'taki Killaion adını bu Killaia'dan almıştır. Gargara'yla Antandros arasında bir de Killaiaos Dağı vardır. Kolonai'lı Daes, Killa'lı Apollon Tapınağı'nın ilk olarak Hellas'tan deniz yoluyla gelen Aiol'ler tarafından Kolonai'da yapıldığım söyler; keza bir Killa'lı Apollon Tapınağının Khrysa'da da yapıldığı söylenir. Bununla beraber, bunun Apollon Simintheus Tapınağı mı, yoksa ondan ayrı bir tapınak mı olduğu açıkça anlaşılamamaktadır.

13.1.63 Khrysa deniz kıyısında, limanı olan küçük bir kasabadır; yakınında ve yukarısında Thebe bulunur. Burada da Apollon Smintheus Tapınağı vardır; ve Khryseis buralıdır. Fakat bu yer şimdi tamamen terk edilmiş ve tapınak, Kilikia'lılar kısmen Pamphylia'ya ve kısmen de Hamaksitos'a sürüldükleri sırada, Hamaksitos'un yakınında bulunan şimdiki Khrysa'ya taşınmıştır. Eski tarihi daha az bilenler, bu Khrysa'da Khryses ve Khryseis'in yaşadığını ve Homeros'un bu yerden söz ettiğini söylerler; halbuki, burada liman yoktur ve üstelik Homeros "Ve derin limanın içine geldiklerinde" diye söyler; ve ikinci olarak, Homeros "Khryseis gemiden indi ve kurnaz Odysseus onu sunağa doğru götürdü ve sevgili babasının kollarına teslim etti" diyerek tapınağı kıyıda gösterir ise de, o kıyıda değildi. Homeros, her ne kadar onu yakınlaştırırsa da, Thebe'ye de yakın değildir. Homeros, Khryseis'in kesin olarak burada tutsak alındığını söyler. Gene, ne Aleksandreia'lıların topraklarında Killa diye adlandırılan bir yer, ne de Killa Apollon Tapınağı görülür, lâkin ozan ikisini birleştirir "Khrysa ve kutsal Killa'yı koruyan sen" diye söz eder. Fakat buranın Thebe Ovası'na yakın olduğu görülüyor.

13.1.65 Vaktiyle Lydia'lılara tâbi olan Adramyttion dolaylarındaki topraklar şimdi Mysia'lılara aittir; ve bugün Adramyttion'da Lydia'lı Kapısı adında bir kapı vardır; söylediklerine göre kent Lydia'lılar tarafından kurulmuştur. Komşu kent Astyra'nın Mysia'lılara ait olduğu söylenir. Bir zamanlar burası küçük bir kasabaydı ve burada kutsal bir alanda Astyrene Artemis'inin tapınağı vardır. Bu tapınakla birlikte, burada yapılan ayinleri de yakın komşuları olan Antandros'lular yönetirdi. Burası, eski Khrysa'dan yirmi stadion uzaklıktadır ki, buranın da tapınağı bir kutsal alandadır; Akhilleus'un tahkimatı da buradaydı. Daha içerlerde, elli stadion uzaklıkta şimdi terk edilmiş olan Thebe bulunur.

Tepeye doğru seramik kırıntıları

Göztepe'nin yüksek noktasında bir girinti

Devşirme malzemeler

Devşirme Malzemeler

Devşirme Malzemeler

Tepe noktasındaki malzemeler

Tepe noktasındaki malzemeler

Kentin devam ettiği arazi

Pliny ise Naturel History yapıtının 1.11 bölümünde; Aeolis Bölgesi kentlerini sayarken Aeolis ve Troas bölgelerini Lecton burnunun ayırdığını, Chrysa’nın ve ikinci Larissa’nın bugün olmadığını ancak Smintheus’un hala varlığını sürdürdüğünü belirtir. Bu bilgiler aslında yüzey araştırmalarında tespit edilen, MS.1 yüzyıldan sonra kesilen seramik parçalarıyla uyumludur.

Sitin sadece yüzey araştırmalarıyla incelenebildiğini belirtelim. Ancak çıkılan tepe noktasında Helenistik ve Roma dönemi seramiklerinin haricinde dikkate değer bir yapı kalıntısı izine rastlamadığımızı söyleyelim. Tepeye tırmanırken, toprak yolun bazı kısımlarında yer döşemesi taşlar ve kenarda duvar örgüsü olduğunu düşündüğümüz yöresel taşların kullanıldığı izler görülmüştür. Asıl yerleşimin tepenin kuzey- kuzeybatı yönünde kalan eğimli arazide olduğunu düşünmüştüm. Nitekim yerleşim hakkında araştırmalar yapan Sayın Musa Tombul tam da işaret ettiğim alanın kentin asıl yerleşim yeri olduğunu belirtmektedir. Ancak biz bu alana yoğun çalı çırpı ve vakitsizlik sebebiyle giremedik. Ancak tepenin üst kısmını dolaşıp, buradaki moloz yığıntılarını ve seramik parçalarına göz atabildik sadece. Bu yerleşimi ziyaret etek isteyenler için kayda değer bir yapı kalıntısı olmadığını şimdiden söyleyelim. Ancak fotoğraflardan da göreceğiniz üzere çok güzel bir manzaraya sahip bir tepe…

Sayın Musa Tombul, yerleşimin yaklaşık olarak 50 dönümlük bir araziye yayıldığını söylüyor. Yerleşimin kuzey yönünün teraslar halinde denize kadar ulaştığını, çalılıklar arasında bina temellerinin izlerinin seçildiğini belirtip, seramik kırıntılarının MÖ.7. yüzyıl ile MS. 1. yüzyıl arasına tarihlemektedir. Bu da kentin iskânı hakkında bize bilgiler vermektedir.

Apollon Smintheion’a yaklaşık 3 km uzaklıktaki yerleşim, adının da benzerliğiyle buranın Gülpınar ile bağlantılı bir liman olduğunu düşündürmektedir. Sayın M. Tombul, Homeros’un İlyada Destanı’nda adı geçen Apollon Tapınağının ünlü rahibi Khyrises’in kente adını verdiğini belirtmektedir. Yine antik kaynaklara göre kentte Smintheus kültünün ve tapınağının bulunduğu belirtilmektedir. Kentin kuzeyinden denize kavuşan Değirmendere’nin veya Aklimandere’nin kentin su ihtiyacını karşıladığını ve küçük gemiler için liman işlevini gördüğünü düşünebiliriz. Çıkarılan SİT kayıtlarına göre kenti derenin diğer tarafına geçerek devam ettiği tespit edilmiştir.

Duvar bakiyeleri

Duvar bakiyeleri


Duvar bakiyeleri

Kentin devam ettiği kuzey bölümü

Göztepe'ye çıkan yoldan Gülpınar yönüne bakış

Göztepe'ye çıkan patika
1990 yılında Edirne Koruma Kurulu tarafından yapılan çalışmalarla yerleşim 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir. 2018 yılında ise Çanakkale Koruma Kurulu kararıyla alanın bazı bölümleri yeniden değerlendirilerek 1. ve 3. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak yeniden tescillenmiştir. Tescil ismi Göztepe Höyük (Khrysa) olarak yapılmıştır. Son çalışmada Khrysa’nın 70 dönümlük bir araziye yayıldığı tescillenmiştir.

Khrysa’nın son tescilinde Apollon Smintheion Tapınağını kazan ve Troas bölgesinde ekipleriyle birlikte çok değerli çalışmalara imza atan Coşkun Özgünel hocamızın tespitlerine yer verilmiştir. Bu tespitler sitin açıklanmasıyla ilgili son noktadır ve bence olası lokasyon problemlerine son vermektedir. Bu bölümü aynen aktarıyorum:

Çanakkale İli, Ayvacık İlçesi, Babakale Köyü sınırları içerisinde yer alan Khrysa Antik Kenti (Göztepe Höyüğü) halk arasında Göztepe olarak bilinen, denizden yüksekliği 25 metre olan tepe üzerine kurulmuştur. Prof. Dr. Ahmet Coşkun Özgünel’in Apollon Smintheus’un izinde isimli kitabında Khrysa Antik Kentinden:

“...Apollon Smintheus Kutsal Alanının yaklaşık 3.5 km batısında, Beşiktepe’nin 2 km güneyinde Ege Denizi kıyısında Göztepe üzerindeki yerleşim alanı, Khrysa Kenti olarak lokalize edilmektedir. Yerleşim alanının hemen güneyinde Akliman Koyu, kuzeydoğu bitişiğinde de Akliman Deresi, batısında ve kuzeyinde Ege Denizi yer almaktadır. Khrysa Antik Kenti’nin üzerinde kurulduğu Göztepe, antik yazarların da belirttiği gibi, denizden 60 metre yüksek bir kayalık üzerine, batıya ve kuzeye (denize) doğru hafif eğimli yaklaşık 70.000 m²’lik bir alan üzerine kurulmuştur. Yerleşim alanı konumundan dolayı savunmaya oldukça elverişlidir. Yerleşim alanında yaptığımız incelemelerde ayakta herhangi bir mimari kalıntı bulunmamaktadır. Fakat oldukça dik olan yamaçların kenarlarında ana kayanın düzleştirilerek sur duvarı yapılmış izlere ve duvar temel izlerine rastlanılmıştır. Yerleşimin üzerini kaplayan çalılıklar arasında duvar kalıntıları ve mimari kalıntılar görülmektedir. Ayrıca yoğun olarak İon kökenli M.Ö. 6. yy. özellikleri gösteren açık zeminli ve kahverengi bezeli seramik örneklerine, M.Ö. 4-3 yüzyıl özelliği gösteren kırmızı figür tekniğinde Attika seramik örneklerine ve Roma seramik örneklerine rastlanması, yerleşimin iskân edildiği süreç hakkında bilgi vermektedir.

Kent bir liman kenti özelliğinde olup, hemen güneyinde bulunan Akliman Koyu, Hamaksitos Antik Kenti’nin de limanı olarak kullandığını belirttiğimiz Külahlı Deresi’nin ağzı, kentin limanı olarak kullanılmış olmalıdır. Ayrıca yerleşimin hemen kuzey kenarında bulunan Akliman Deresi’nin ağzı da, bugün tıpkı Külahlı ayağı Deresi’nin ağzı gibi alüvyonlarla dolmuş olmasına rağmen, kentin var olduğu zamanda küçük teknelerin barınabileceği küçük boyutlu bir liman konumunda olmalıydı. Kutsal alanın antik dünyadaki öneminden dolayı Khrysa Kenti kutsal alandaki yönetimi ve güvenliği sağlayan bir garnizon durumunda olmalıydı. Ayrıca tapınım amacıyla deniz yolu ile gelen ziyaretçilerin denizden giriş kapısı durumundaydı. Göztepe ile Smintheion arasında yapılan topografik incelemelerde, deniz yolu ile Khrysa ’ya gelen ziyaretçilerin, Khrysa’nın güneyinde bulunan Akliman ya da şimdi tamamen alüvyonlarla dolmuş durumda olan, Külahlı Ayağı veya Akliman Deresi ağzında bulunan limana demirledikten sonra Khrysa kentinde toplanarak, burada Kutsal alandaki programa göre plan yapılarak, Pirenlitepe’nin doğu eteğinden Külahlı Ayağına gelinerek buradan Külahlı Ayağı Vadisi takip edilerek, kutsal alanın batısında bulunan nekropol alanından, kutsal alanda bulunan tören yolu ile kutsal alana ulaşmalarıydı. ”

Kaynak: Musa Tombul, Çanakkale Kültür Envanteri,  T.C. Çanakkale Valiliği, İstanbul, 2015. / Davut Kaplan, Smintheion-Aleksandreia Troas Yolu, Ne İçindi?, Anadolu, Sayı:42, 2016. / Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası, Çev: Prof.Dr. Adnan Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2000. / Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1996. / www.korumakurullari.ktb.gov.tr    

Taylan Köken, Kasım 2021

1 yorum:

  1. Çok güzel bir gezi değerlendirme yazisi olmuş. Çok şey öğrendim. Tesekkur ederim.

    YanıtlaSil